-
1 frown
kaslarini çatmak -
2 knit one's brows
kaslarini çatmak -
3 хмурить
kaşlarını çatmak* * *несов.; сов. - нахму́ритьнахму́рить бро́ви — kaşlarını çatmak
-
4 knit one's brows
kaşlarını çatmak* * *(to frown.) kaşlarını çatmak -
5 scowl
kaslarini çatmak, tehditkâr bir sekilde bakmak, kas çatma -
6 frown
n. hoşnutsuzluk belirten bakış, sinir olma, kızma————————v. kaşlarını çatmak, somurtmak, surat asmak, hoşgörmemek* * *1. kaş çat (v.) 2. kaş çatma (n.)* * *1. verb(to make the forehead wrinkle and the eyebrows move down (as a sign of worry, disapproval, deep thought etc): He frowned at her bad behaviour.) kaşlarını çatmak2. noun(such a movement of the forehead and eyebrows: a frown of disapproval.) kaş çatma -
7 froncer
-
8 насупить
сов.насу́пить бро́ви — kaşlarını çatmak
-
9 сдвигать
несов.; сов. - сдви́нуть1) ( с места) yerinden oynatmak / kıpırdatmakэ́тот ка́мень тебе́ не сдви́нуть — bu kayayı yerinden kıpırdatamazsın
сдви́нуть ке́пку на заты́лок — kasketini ensesine yıkmak / devirmek
2) ( сближать) birbirine yaklaştırmakсдви́нуть бока́лы (чокнуться) — kadehlerini tokuşturmak
серди́то сдви́нуть бро́ви — kaşlarını çatmak
••сдви́нуть де́ло с мёртвой то́чки — işi ölü durumdan kurtarmak
-
10 хмуриться
somurtmak,surat asmak* * *несов.; сов. - нахму́риться1) ( о человеке) somurtmak, surat asmak, kaşlarını çatmak2) перен. (о небе, погоде) kapanmak -
11 frown down
v. kaşlarını çatmak, hoşnutsuzluğunu göstermek -
12 gather one's brows
v. kaşlarını çatmak -
13 knit one's eyebrows
v. kaşlarını çatmak -
14 frown down
v. kaşlarını çatmak, hoşnutsuzluğunu göstermek -
15 gather one's brows
v. kaşlarını çatmak -
16 knit one's eyebrows
v. kaşlarını çatmak -
17 runzeln
-
18 შეჭმუხნა
f.kaşlarını çatmak, hiddetle bakmak -
19 წარბი
i.kaş წარბის შეკვრაf.kaşlarını çatmak -
20 zusammenziehen
zusammen|ziehenI vtseine Augenbrauen \zusammenziehen kaşlarını çatmak3) ( addieren) toplamakII vrsich \zusammenziehenmit jdm \zusammenziehen biriyle bir eve taşınmak
См. также в других словарях:
çatmak — i, ar 1) Odun, değnek, kılıç, tüfek vb. uzun şeylerden birkaç tanesini, tepelerinden birbirine çaprazlama dayayarak durdurmak Avlusunda silahlarını çatmış, ayaklarını germiş askerler var. F. R. Atay 2) Kereste vb.ni birbirine tutturmak 3) Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaş çatmak — kızmak, öfkelenmek Dönüp ardına baktı, bakmasıyla kaşlarını çatması bir oldu, yüzü kararıverdi. B. Günel … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaş — is., anat. 1) Gözlerin üzerinde kemerli birer çizgi oluşturan kısa kıllar Aşçıbaşı, kırçıl kaşlarını biraz daha çatıp karşıma çömeliyor. Y. Z. Ortaç 2) Kemerli ve çıkıntılı şey veya yer Altın yüzük yaptırdım, kaşı sensin sevdiğim Halk türküsü 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük